ŞİDDET KADIN VE CEYLAN DEVLET .. Son günlerde kadına yönelik şiddet vakalarında ciddi anlamda artış görülmektedir. Peki kadına yönelik şiddet nedir . Önce bunu anlayalım ... Kadına yönelik şiddet kişinin cinsiyetine dayanan , kadını fiziki güçsüzlüğünden yararlanılarak inciten , ona zarar veren , genelde fiziksel , cinsel ve ruhsal hasarla sonuçlanma olasılığı bulunan toplumda yada özel yaşamında ona baskı uygulanması ve haklarını kısıtlanmasına neden olan her türlü davranıştır. Ülkemizde her beş kadından biri en az yukarda da söylediğim gibi bir şekilde şiddete maruz kalmaktadır. Bunun nedenini geniş anlamda incelediğimizde hiç de toplumsal bir sorun olmadığını bulabiliriz. Çünkü toplumu oluşturan , düzenini kuran ve sosyal alanda hak ve özgürlüklerin içinde yaşamasını sağlayan devlettir. Devletin bu konuda izlediği politikalar topluma ya olumlu ya olumsuz yansıması kaçınılmazdır. Dolayısıyla kadına yönelik şiddet vakalarının artışında devletin de payı büyüktür. Kadını erkeğin egolarından , güç üstünlüğünden , irade özgürlüğünden koruma görevini bir kadına verirsen bunu engellemenin yada yok etmenin imkansız olduğunu da bilmelisin. Ne zaman Aileden Sorumlu Bakanlığına bir kadın bakan atanmışsa kadına yönelik şiddet olaylarında artış o kadar büyük olmuştur. Kadını yıllardır ezikliğini yaşadığı alanın başına değil toplumda başarılı olduğu alanlara bakan olarak atayacaksın. Mesela ailenin ekonomik yapısını düzenleyen ve bir düzende sağlam sürmesini sağlayan genelde kadındır. Kadını Ekonomiden Sorumlu Bakan olarak atayabilirsin. Yine aynı şekilde ailenin sağlık sorunlarını iyi analiz eden ve bu sorunların aşınmasında ivediliği ve becerisi olan kadındır. Kadını Sağlık Bakanı olarak atayabilirsin . Ailenin eğitimini ve kültür yapısını milli yapımıza göre hazırlayan yine kadındır. Kadını Milli Eğitim veya Kültür Bakanı olarak atayabilirsin. He bunu senin ''Siyaset kaynağımdır '' dediğin not defterine yaz .! Avrupa Birliği için bir kadın bakan atayabilirsin. Çünkü yıllardır bu konuda izlediğin politikalarda beceriksizsin.. Gelelim asıl konumuza ; Eskiden kadın erkek ilişkileri sevgi ve saygıya dayalıydı. Hani bildiğimiz nostaljik aşklarda ( ilişkilerde ) heyecan vardı , huzur vardı , sevgi ve saygı dayanışması vardı ve mutlu sonla sonuçlanırdı. Sonra aşklar ( ilişkiler ) karşılıklı dayanışmadan çok bireysel arzu ve heveslere dönüştü. Bunun için farklı yasalar çıkartıldı... Yani artık ilişkilerde kişiler bir bütün değil birer bireydir dendi. Kişiler arasında sen - ben kavgası yerleştirildi. Dolayısıyla eskiye göre sonradan yaşanan aşklar ( ilişkiler ) hoşlanmaya dayalı , heves ve zevklerle bir süre yaşanan ve boşanmayla biten aşklar haline geldi. Şimdiki aşklar ( ilişkiler ) ise tamamen teknolojik.. arayışlara dayalı geçici yaşanan ve ne yazık ki artık ölümle ( cinayetle ) sonuçlanan ilişkiler oldu. Aşkları bu hale getiren devlet olarak senin hiç mi payın yok ... Biz ülke olarak neden bu duruma geldik... Kadınımızın kişiliğini ve kimliğini kullanarak biz erkeklerin toplumsal dayanışmadaki başarımız nedir. Kadınımızı bir insan olarak değil bir araç olarak görmekle onu toplum içinde sadece belirli bir görevde sorumlu saymakla ve onu bizim başarısız olduğumuz alanların dışında tutmakla acaba biz erkekler yanlış yapmıyor muyuz. Devlet artık Ceylan gibi vurulan kadınlarımızı görmeli ve ceylanlık yapmamalı. Gücün askere yettiğini sanıyorsan kadınlarımızı açık açık sokak ortasında canice öldüren ayyaşlara , serserilere ve karektersizlere yetmeyecektir. Şimdi başarılı mısın değil misin kararı sen ver .. Marvan OĞUZ
İstiklal Marşı Okuma Yarışması Sonuçlandı
-
Okulumuzda İstiklal Marşı okuma yarışması yapıldı,önce sınıflar arasında
kütüphane de yapıldı,daha sonra da okuldaki tüm öğrenciler düğün salonunda
öğret...
3 ay önce
0 yorum:
Yorum Gönder