Yemeksepeti
-
Merhaba,şimdilerin modası getir ,götür,trendyol,yemek sepeti furyasına ben
de giriş yapmış bulunmaktayım.
Başta ters gelse de,alışınca büyük kolaylık ve...
Diyetin Zamanı Olmaz
-
Kim demiş diyet sadece baharda ,yaza hazırlık olarak yapılır
diye,sonbaharda hayata hazırlık olarak neden yapılmasın?Oğlum doğana kadar
zayıf olan ben,oğlu...
sobee
-
Bloglar arası''sevdiğim blog ödülü'' verilmeye başlanmış banada bu ödülü
veren
www.kezibanyenge.blogcu.com arkadaşıma çok teşekkür ediyorum .
Kural gereğ...
Bir gün sormuşlar ermişlerden birine: "Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?" Bakın göstereyim demiş, ermiş.
Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar. Ermiş ''Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş. Peki demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.
Bunun üzerine şimdi demiş ermiş, sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. "Buyurun" deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.
İşte demiş ermiş: ''Kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır. Şüphesiz ve şunu da unutmayın, gerçek pazarında alan değil, veren kazançtadır daima. ................................................................... umarım iyisindir arkadaşım guzellikk.blogcu.com
2 yorum:
Bir gün sormuşlar ermişlerden birine: "Sevginin
sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne
fark vardır?" Bakın göstereyim demiş, ermiş.
Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları
çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi
oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak
çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları
denilen bir metre boyunda kaşıklar. Ermiş ''Bu
kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir
de şart koymuş. Peki demişler ve içmeye teşebbüs
etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir
türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En
sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar
sofradan.
Bunun üzerine şimdi demiş ermiş, sevgiyi gerçekten
bilenleri çağıralım yemeğe. Yüzleri aydınlık, gözleri
sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş
sofraya bu defa. "Buyurun" deyince, her biri uzun
boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki
kardeşine uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini
doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.
İşte demiş ermiş: ''Kim ki gerçek sofrasında yalnız
kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır.
ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi
tarafından doyurulacaktır. Şüphesiz ve şunu da
unutmayın, gerçek pazarında alan değil, veren
kazançtadır daima.
...................................................................
umarım iyisindir arkadaşım
guzellikk.blogcu.com
http.//gunaydıncanım çok guzel yorum yazmışınız teşekkürederi dağlıcakla kalınbelguzaranne.blogspot.com
Yorum Gönder