24 Eylül 2007 Pazartesi

gönül alma

> >>>> >>>> >>> > >>> Ister evli,ister bekar olun.> >>>> >>> > >>>> >>> >>> Bülent, avucunu açmış kendisine doğru elini uzatan adama ters> >>>> >>> >>>ters baktı. Elli yaşlarında gösteren adam, görmeye alıştığı hırpani> >>>> >>> >>>kıyafetli dilencilere benzemiyordu. Üzerindeki giysiler eski fakat> >>>> >>> >>>temizdi. Eli yüzü temiz ve sağlıklı görünüyordu. "Sapa sağlam adam> >>>> >>> >>>gidip çalışacağına dileniyor, belki benden daha zengindir" diye> >>>> >>> >>>düşündü. Zaten canı çok sıkkındı, birde sinirlenmişti.> >>>> >>> >>>Alaycı bir ses tonuyla:> >>>> >>> >>>- Ekmek parası mı istiyorsun ? diye sordu.> >>>> >>> >>>- Hayır çikolata parası lazım!> >>>> >>> >>>Bülent'in kızgınlığı şaşkınlığa döndü. Espri yeteneği olan dilencinin> >>>> >>> >>>hali de başka oluyor diye düşündü.> >>>> >>> >>>- Niye siz ekmek bulamayınca çikolata mı yiyorsunuz?> >>>> >>> >>>- Hayır. Ekmek bulamadığımız günler genellikle bulgur pilavı yeriz,> >>>> >>> >>>onu da bulamadıysak aç yatarız.> >>>> >>> >>>Bülent adamın ciddi mi konuştuğunu yoksa dalga mı geçtiğini> >>>> >>> >>>anlayamamıştı.> >>>> >>> >>>- Bu gün karnınız doydu üstüne tatlı mı istedi canınız?> >>>> >>> >>>- Fakirin canı mı olur ki, tatlı istesin beyim.> >>>> >>> >>>- Bu bir kamera şakası mı yoksa sen iş bulamamış stendapçı mısın?> >>>> >>> >>>- Hiçbiri değil. Sadece fakirim. Bugün karımın doğum günü, ona> >>>> >>> >>>çikolata götürmek istiyorum.> >>>> >>> >>>- Doğum gününde yaş pasta alınır bildiğim kadarıyla.> >>>> >>> >>>- O bizim için değil zenginler için. Otuz yıllık evliliğimiz boyunca> >>>> >>> >>>ona bir kez bile yaş pasta alamadım. Ama her doğum gününde mutlaka> >>>> >>> >>>çikolata götürdüm. Çikolatayı çok sever.> >>>> >>> >>>Adamın söyledikleri Bülent'in dikkatini çekmişti. O akşam karısıyla> >>>> >>> >>>kavga etmiş, kapıyı çarpıp kendini sokağa atmıştı. Arabasına da> >>>> >>> >>>binmemiş sahile kadar yürümüştü. Denizi seyretmek de onu> >>>> >>> >>>rahatlatmamıştı. Oysa eskiden denizi seyrederken çok rahatlardı.> >>>> >>> >>>Dalgalar sıkıntısını alıp götürürdü.> >>>> >>> >>>Fakat karısının evde ağlıyor olduğunu bildiği için olsa gerek, hiçbir> >>>> >>> >>>şey onu rahatlatmıyordu. Dilenciyle konuşurken biraz kafası> >>>> >>> >>>dağılmıştı.> >>>> >>> >>>"Acaba> >>>> >>> >>>söyledikleri gerçek mi, yoksa uyduruyor mu" diye düşündü.> >>>> >>> >>>- Cebinde bir çikolata alacak para yok mu şimdi?> >>>> >>> >>>Bülent'in sorusu üzerine adam ceplerini boşalttı, bir nüfus> >>>> >>> >>>cüzdanından başka bir şey çıkmadı.> >>>> >>> >>>- Ben dilenci değilim. Işim yok. Günlük çalışırım, ne iş bulursam> >>>> >>> >>>yaparım.> >>>> >>> >>>Fakat bu gün bütün gün iş aradım, aksilik bu ya, hiçbir iş bulamadım.> >>>> >>> >>>Bülent oturduğu bankı işaret ederek yer gösterdi.> >>>> >>> >>>- Oturun biraz dertleşelim bari, dedi.> >>>> >>> >>>Adam çekingen çekingen oturdu yanına.> >>>> >>> >>>- Yokmu eşin dostun, borç alacak akraban?> >>>> >>> >>>- Fakirin akrabaları da fakir olur beyim. Bulurlarsa kendi> >>>> >>> >>>karınlarını doyururlar.> >>>> >>> >>>- Dilenecek kadar çok mu seviyorsun karını ?> >>>> >>> >>>- Hem de çok seviyorum. Otuz yılımı aydınlattı o benim.> >>>> >>> >>>- Hımmmm. Aşk hemde otuz yıl süren aşk. Hayret doğrusu! Aşkın ömrü en> >>>> >>> >>>fazla üç yıl diyorlar oysa. Sen otuz yıldan bahsediyorsun.> >>>> >>> >>>- Evet. Geçen yıllar sevgimi azaltmadığı gibi artırdı.> >>>> >>> >>>- Söyle o zaman nedir evlilikte mutluluğun sırrı? Söylediklerine> >>>> >>> >>>bakılırsa sen mutluluğun formülünü bulmuş gibisin.> >>>> >>> >>>- Ben ilkokulu bile bitirmedim. Öyle formül falan bilmem.> >>>> >>> >>>- Formül dediysem kimya formülü sormuyorum canım. Bende altı yıllık> >>>> >>> >>>evliyim.> >>>> >>> >>>Sevdiğim kadınla evlendim, fakat mutlu değilim. Sürekli kavga > >>>ediyoruz.> >>>> >>> >>>Daha> >>>> >>> >>>iki saat önce kapıyı çarptım çıktım. Evimiz, arabamız, işimiz,> >>>> >>> >>>gücümüz, her şeyimiz var, ama mutlu değiliz. Senin hiçbir şeyin yok,> >>>> >>> >>>ama mutlusun.> >>>> >>> >>>Para mı acaba bizi mutsuz eden?> >>>> >>> >>>- Hiçbir şeyim yok mu? Hayır benim her şeyim var. Benim karım her > >>>eyim.> >>>> >>> >>>Sevgilim, eşim, arkadaşım, hayat yoldaşım. Hayatımı paylaştığım> >>>> >>> >>>insandan daha değerli ve daha önemli ne olabilir ki dünyada? Sizin> >>>> >>> >>>ev, araba, iş diye her şey dediğiniz şeylerdir aslında hiçbir şey> >>>> >>> >>>olan.> >>>> >>> >>>- Öyle deme, şu kadar varlığın içinde bile karım her şeyden şikayet> >>>> >>> >>>ediyor.> >>>> >>> >>>Bir de fakir olsam kim bilir ne olur?> >>>> >>> >>>- Altın tasın, kan kusana faydası yoktur beyim. Sen kadın ruhunu hiç> >>>> >>> >>>anlamamışsın. Hiçbir kadın iyi bir evde oturduğu, hergün çeşit çeşit> >>>> >>> >>>yiyecekler yediği için mutlu olmaz. Bir kadın, kocasının her şeyi> >>>> >>> >>>olduğunu bildiğinde ancak mutlu olur.> >>>> >>> >>>- Sizin mutluluğunuzun sırrı bumu ?> >>>> >>> >>>- Olabilir. Ben karıma değerli şeyler alamıyorum ama ona benim için> >>>> >>> >>>ne kadar değerli olduğunu hissettiriyorum. O da çok mutlu oluyor.> >>>> >>> >>>- Bir kadına değerli olduğunu nasıl hissettirilir?> >>>> >>> >>>- Küçük kızı severek.> >>>> >>> >>>- Küçük kız mı ? Hangi küçük kız ?> >>>> >>> >>>- Yaşı kaç olursa olsun her kadının içinde hiç büyümeyen bir küçük> >>>> >>> >>>kız vardır. O kızı ne kadar çok sever, ne kadar çok mutu edersen, o> >>>> >>> >>>kadını da o kadar mutlu edersin.> >>>> >>> >>>- Nasıl yani ?> >>>> >>> >>>- Küçük kız neleri sever, nelerden hoşlanır bir düşünün. Küçük kızlar> >>>> >>> >>>hep beğenilmek, ilgi görmek isterler. Güzel olduklarını duymaya> >>>> >>> >>>bayılırlar.> >>>> >>> >>>Kendilerine prensesmiş gibi davranılmasını beklerler. Küçük kızlar> >>>> >>> >>>hep prenses olmayı hayal ederler. Sürprizlerden hoşlanırlar. Biraz> >>>> >>> >>>şımartılmak isterler. Sevilmek ve sevildiklerini hep duymak isterler.> >>>> >>> >>>Iltifata doymaz küçük kızlar. Öyle değil mi?> >>>> >>> >>>- Haklısın. Benim dört yaşımda bir kızım var. Adı Aylin. Her akşam> >>>> >>> >>>boynuma sarılır "babacığım beni ne kadar seviyorsun?" diye sorar.> >>>> >>> >>>Giysisini değiştirdiği zaman etrafımda "Baba güzel olmuş muyum?" diye> >>>> >>> >>>sorar durur.> >>>> >>> >>>Güzelsin demem de yetmez ona. " Harikasın prenses gibi olmuşsun"> >>>> >>> >>>demeliyim.> >>>> >>> >>>Dünyanın en güzel kızı demeliyim.> >>>> >>> >>>- Işte kadınlar bir ömür boyu bunu duymak isterler. Ben elli> >>>> >>> >>>yaşındaki karıma böyle davranıyorum. Ömrümüz olurda seksen, doksan> >>>> >>> >>>yıl da yaşarsak ben ona böyle davranmaya devam edeceğim. Ona> >>>> >>> >>>"bebeğim" diye hitap ediyorum çok hoşuna gidiyor. "Bebeğim bana bir> >>>> >>> >>>çay yapar mısın?" dediğimde çay yapmak için nasıl koşturduğunu> >>>> >>> >>>görmelisiniz.> >>>> >>> >>>- Hiç kavga etmezmisiniz siz?> >>>> >>> >>>- Kavga evliliğin tadı tuzu. Arada biz de tartışırız. Küsüp> >>>> >>> >>>barışmanın tadı ayrıdır. Benim karım bir keçi kadar inatçıdır. Onunla> >>>> >>> >>>barışmak için uğraşmak ayrı bir keyif verir bana.> >>>> >>> >>>- Benim eşim çok ciddi kadındır. Hiç küçük kız havası yok onda.> >>>> >>> >>>- Küçük kızlar büyüdükleri zaman artık sevgi, ilgi istemeye > >>>utanırlar.> >>>> >>> >>>En ciddi yada en yaşlı kadının bile o küçük kız mutlaka vardır. Yeter > >>>ki> >>>> >>> >>>sen o tatlı kızı sevindirmeyi, mutlu etmeyi bil. Ve o küçük kızı asla> >>>> >>> >>>aldatma.> >>>> >>> >>>Yoksa bir daha sana güvenmez ve ne yaparsan yap hep kuşkuyla bakar.> >>>> >>> >>>Küçük kızlar hem çabuk mutlu olurlar hem de çabuk kırılırlar.> >>>> >>> >>>Çok narindir onlar.> >>>> >>> >>>Hoyrat elleri sevmezler. Yumuşak dokunuşları severler.> >>>> >>> >>>- Bu tavsiyeni deneyeceğim. Fakat her zaman yapabilir miyim > >>>bilmiyorum.> >>>> >>> >>>Bazen işlerim çok yoğun oluyor o zaman eve çok yorgun gidiyorum.> >>>> >>> >>>- Bu sadece bir bahane. O küçük kızı mutlu etmek dünyanın en kolay > >>>işi.> >>>> >>> >>>Çoğu zaman birkaç tatlı söz yeterli olur. Sen o küçük kızı mutlu > >>>ettiğinde> >>>> >>> >>>karşılığını fazlasıyla alırsın. Artık o seni rahat ettirmek için> >>>> >>> >>>elinden gelen gayreti gösterir. Karısı mutlu olmayan erkek mutlu> >>>> >>> >>>olamaz. Mutlu olmak isteyen erkek önce hayat arkadaşını mutlu> >>>> >>> >>>etmelidir. Düşünsene somurtkan, mutsuz, sürekli söylenen biriyle> >>>> >>> >>>yolculuğa çıksan ne kadar mutlu olabilirsin.> >>>> >>> >>>- Haklısın da bende bütün gün ailem için çalışıp yoruluyorum.> >>>> >>> >>>- Yine para, yine dış sebepler. Evet para önemli ve gerekli ama> >>>> >>> >>>kadınlar para için erkekleri sevmezler. Para geçici mutluluklar> >>>> >>> >>>verir. Kadınlar hediye almayı severler. Paran varsa hediye al tabi.> >>>> >>> >>>Ama hediyeyle mutlu olmasını bekleme. Hediyenin yanına sevgini> >>>> >>> >>>katmazsan hediyenin bir anlamı yoktur. Benim hiçbir zaman çok param> >>>> >>> >>>olmadı. Günlük kazandım günlük yedik.> >>>> >>> >>>Bazen aç kaldığımız günler oldu. Hiçbir zaman karımın kulaklarına> >>>> >>> >>>altın küpe takamadım ama her zaman aşk sözleri fısıldadım. Hiçbir> >>>> >>> >>>zaman boynuna pırlanta gerdanlık alamadım ama hep öpücüklerle sevdim> >>>> >>> >>>boynunu. Hiçbir zaman ona ipek elbiseler giydiremedim ama kendi> >>>> >>> >>>bedenimle ipek elbise gibi yumuşacık sardım bedenini ve mutlu ettim > >>>onu.> >>>> >>> >>>Adam ayağa kalktı.> >>>> >>> >>>- Bana müsaade, artık gitmeliyim, karım merak eder. Sende git evine> >>>> >>> >>>küçük kızın gönlünü al, belki o küçük kız şimdi evde ağlayıp > >>>duruyordur.> >>>> >>> >>>- Bülent de ayağa kalktı. Kuvvetlice elini sıktı.> >>>> >>> >>>- Sizi tanıdığıma çok memnun oldum.> >>>> >>> >>>Elini bıraktı koluna girdi. Yolun karşısındaki pastaneyi gösterdi.> >>>> >>> >>>- Hadi gel eşin için şuradan çikolatalı pasta alalım, dedi.> >>>> >>> >>>Pastayı aldılar. Adam hayatında ilk defa karısına yaş pasta> >>>> >>> >>>götürmenin mutluluğuyla, bin bir teşekkür ederek evinin yolunu tuttu.> >>>> >>> >>>Bülent de pastanenin yanındaki manavdan karısının en sevdiği > >>>meyvelerden aldı.> >>>> >>> >>>Evine geldiğinde karısı şişmiş gözlerle mutfak masasında oturmuş su> >>>> >>> >>>içiyordu. Bülent hiç konuşmadan meyveleri büyükçe bir tabağa > >>>döküpyıkadı.,.> >>>> >>> >>>sonra eşinin önüne koydu.> >>>> >>> >>>- Bunlar dünyanın en şanslı meyveleri, dedi.> >>>> >>> >>>Inci hiç konuşmadı. Sorsana "niye" diye.> >>>> >>> >>>Inci kızgın kızgın: Niye? Diye sordu.> >>>> >>> >>>- Çünkü dünyanın en güzel ve en tatlı kadının midesine gidecek, dedi> >>>> >>> >>>gayet ciddi bir ses tonuyla. Inci şaşırmıştı. Bir anda yüzünün> >>>> >>> >>>ifadesi yumuşamıştı.> >>>> >>> >>>- Bunlar senin sevdiğin meyveler, senin için aldım.> >>>> >>> >>>- Hayret bir şey! Her zaman kendi sevdiğin meyveleri alırdın. Benim> >>>> >>> >>>hangi meyveleri sevdiğimi iyi hatırlamışsın. Aslında bu beklediğim> >>>> >>> >>>istediğim bir şeydi. "bak senin sevdiğin meyveleri aldım"> >>>> >>> >>>Ama şimdi kıymeti yok. Çünkü sana çok kırgınım, meyve alarak gönlümü> >>>> >>> >>>alamazsın. Özür dilerim seni kırdığım için.> >>>> >>> >>>Sonra Bülent yere diz çöktü.> >>>> >>> >>>- Cezam neyse razıyım. Ama bir tek şey istiyorum senden. Seni delice> >>>> >>> >>>seven bu adamı senden mahrum etme.> >>>> >>> >>>- Bülent yere çömelmiş, boynu bükük bir vaziyette çok komik > >>>görünüyordu.> >>>> >>> >>>Inci kıkır kıkır gülmeye başladı.> >>>> >>> >>>- Affetmek o kadar kolay değil. Bakalım hangi cezalara> >>>> >>> >>>katlanabileceksin, dedi.> >>>> >>> >>>Bülent işte o zaman ona muzip muzip bakan eşinin içinde sakladığı> >>>> >>> >>>küçük kızı gördü.Bundan sonra her şey daha farklı olacak diye > >>>düşündü.> >>>> >>> >>>Her şey gönlünüzce olsun

0 yorum:

gönlümden geçenlere bakın

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

bannerımı alırmısınız?


p>”"

gönlümden geçenler

gönlümden geçenler