31 Aralık 2008 Çarşamba
Yeni Yılın herkese; Sağlık, Mutluk , Huzur ve bol kazançlar getirmesini,
Sevdiklerinizle birlikte umutlarınızın ve rüyalarınızın gerçekleştiği nice mutlu yıllar dilerim... J
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN!
mangala dıkkat
Gönderen belguzaranne zaman: 11:56Mangal yaparken aniden Sinem'in ayağı takılır ve düşer. Hemen Ambulans'a haber vermek istedilerse de Sinem buna karşı çıkar...
– kendisini iyi hissettiğini ve düşmesine sepeb olarak da ayakkabılarının yeni olduğunu söyler.
Biraz titrek ve solgun göründüğünden, arkadaşları üstünü başını temizlemeye yardımcı olurlar ve önüne dolu bir tabak koyarlar, çünkü elindeki tabağı düşürmüştür. Sinem akşama kadar diğerleriyle birlikte eğlenmeye devam eder.
Eşi aksam olduğunda arkadaşlarını arayıp Sinem'in hastaneye kaldırıldığını haber verir.
Akşam saat 23:00'te Sinem vefat etmiştir. Meğer Mangal yaparken Beyin Kanaması geçirmiş.
- Eğer herhangi biri bunun bir Beyin kanamasi oldugunu anlasaydı Sinem bugün hayatta olabilirdi.
Lütfen aşagıdaki yazıyı dikkatle okuyunuz:
Beyin kanaması oldugunu anlamak için asağıdaki dört adımı uygulamak gerekir:
Beyin kanamasi semptonlarını anlamak çok zor olabilir. Fakat bu konuda bilgisiz olup beyin kanaması geçiren kişiye müdahale edilmezse, beyini çok ciddi zararlar görebilir.
Doktorlar, artık herkesin aşağıdaki 4 adımı uygulamakla, bunu kolayca anlayabileceğini söylemektedir.
1=Kişinin gülümsemesini istemek (eğer yapamazsa = Felç demektir)
2=Kişinin çok basit bir cümle söylemesini istemek ('Bugün çok güzel bir gün') gibi.
3=Kişiden her iki kolunu birden kaldırmasını istemek .
4=Kişiden dilini dışarı çıkartmasını istemek. Eger yamulmuşsa bu da felç geçirdiğine işarettir.
Eğer kişi bu dört adımdan birini yerine getiremiyorsa – 'lütfen' derhal acil Servise haber veriniz ve Doktora telefonda durumu izah ediniz.
bu mesajı ulaştırabildiğiniz kişilere ulaştırın.... emin olun ki en az bir kişinin hayatı kurtulur ve emin olun o kurtulan hayat belki de sizin hayatınız olabilir'...
mangala dıkkat
Gönderen belguzaranne zaman: 11:56Mangal yaparken aniden Sinem'in ayağı takılır ve düşer. Hemen Ambulans'a haber vermek istedilerse de Sinem buna karşı çıkar...
– kendisini iyi hissettiğini ve düşmesine sepeb olarak da ayakkabılarının yeni olduğunu söyler.
Biraz titrek ve solgun göründüğünden, arkadaşları üstünü başını temizlemeye yardımcı olurlar ve önüne dolu bir tabak koyarlar, çünkü elindeki tabağı düşürmüştür. Sinem akşama kadar diğerleriyle birlikte eğlenmeye devam eder.
Eşi aksam olduğunda arkadaşlarını arayıp Sinem'in hastaneye kaldırıldığını haber verir.
Akşam saat 23:00'te Sinem vefat etmiştir. Meğer Mangal yaparken Beyin Kanaması geçirmiş.
- Eğer herhangi biri bunun bir Beyin kanamasi oldugunu anlasaydı Sinem bugün hayatta olabilirdi.
Lütfen aşagıdaki yazıyı dikkatle okuyunuz:
Beyin kanaması oldugunu anlamak için asağıdaki dört adımı uygulamak gerekir:
Beyin kanamasi semptonlarını anlamak çok zor olabilir. Fakat bu konuda bilgisiz olup beyin kanaması geçiren kişiye müdahale edilmezse, beyini çok ciddi zararlar görebilir.
Doktorlar, artık herkesin aşağıdaki 4 adımı uygulamakla, bunu kolayca anlayabileceğini söylemektedir.
1=Kişinin gülümsemesini istemek (eğer yapamazsa = Felç demektir)
2=Kişinin çok basit bir cümle söylemesini istemek ('Bugün çok güzel bir gün') gibi.
3=Kişiden her iki kolunu birden kaldırmasını istemek .
4=Kişiden dilini dışarı çıkartmasını istemek. Eger yamulmuşsa bu da felç geçirdiğine işarettir.
Eğer kişi bu dört adımdan birini yerine getiremiyorsa – 'lütfen' derhal acil Servise haber veriniz ve Doktora telefonda durumu izah ediniz.
bu mesajı ulaştırabildiğiniz kişilere ulaştırın.... emin olun ki en az bir kişinin hayatı kurtulur ve emin olun o kurtulan hayat belki de sizin hayatınız olabilir'...
30 Aralık 2008 Salı
28 Aralık 2008 Pazar
27 Aralık 2008 Cumartesi
alıntı
Gönderen belguzaranne zaman: 18:5225 Aralık 2008 Perşembe
24 Aralık 2008 Çarşamba
23 Aralık 2008 Salı
alıntı lütfen herkes yayınlasın
Gönderen belguzaranne zaman: 15:14AYDIN SAPMASI VE OZUR DILEMIYORUM KAMPANYASINA DAVET !!!
Degerli okur ,
Degerli grup yonetimleri,
Bilindigi gibi Ulkemizde AYDIN SAPMASI vardir. Aslinda bu sapmaya ugrayanlari "AYDIN" olarak nitelemek yanlistir. Bu niteleme ,gercek ulke aydinlarina haksizlik olmaktadir.
Aydinlanma sapkinligina ugrayanlar, Kuresel efendilerinin yaninda diz cokerek saf tutarlar . Avuclarini hizmetlisi olduklari efendilerine acarlar. Yurekleri ve beyinleri disa bagimlidir. Bir sirt oksanmasina neler satmazlar ki !
Vatan , Millet , Bayrak , Bagimsizlik ONLAR icin anlamsizdir. Guclu olana ve hizmetlerini odullendirenlere hizmeti severler. Kendi soylemleriyle , iki kadin memesine vatanlarini satarlar !
Kapitalizmin ,pembe emperyalist gulucuklerine kur yaparlar ! Emperyalist baronlarini cok severler !!!
Bildigimiz gibi bu sapmaya ugramis olanlardan,
Prof. Ahmet İnsel, Prof. Baskin Oran, Dr. Cengiz Aktar, Gazeteci Ali Bayramoglu ,
Ermeni'lerden ozur dileme kampanyasi baslatmislardir. Bu konuda kaleme aldigim asagidaki yazi sonrasi degerli Prof.Dr.D.Ali Ercan bu konuda bir imza kampanyasi onermistir..
Degerli dostlar ,
Imza kampanyasinin saglikli yuruyebilmesi icin , TEK BIR ve GUVENILIR bir site sahibinin bir link acarak bu kampayayi ustlenmesi gerektir.
Gorebildigim kadariyla , YURT DISINDA YASAYAN VATANDASLAR KURULU Bu konuda duzenleme yaparak , kullanisli bir link acmistir.
Sizleri asagidaki linkte ;
OZUR DILEMIYORUM KAMPANYASINA DAVET EDIYORUM.
Lutfen siz ve aile bireyleriniz linki tek tek imzalayiniz.
Bu duyuruyu olabildigince cevrenize iletiniz.
Katilimlarini isteyiniz.
Özür Dilemiyorum - I Do Not Apologize
BIR IHANET BELGESI
Degerli Vatandasim ,
Sizlere asagida bir ibret belgesi sunuyorum. Bu imza belgesi, Ulkemizin sozde aydinlarinin, Ermeni'lerden OZUR DILEME BELGESIDIR .
Bu imza belgesi , SEVR'e hizmet , bu kisilerin kendi toplumlarina ve ulkelerine yaptiklari, bir IHANETin belgesidir.
Bu belge , kendi toplumuna ardini donen kisilerin isimlerini , tarih icinde gelecek kusaklara tasiyacak ve bu kisileri hak ettikleri yere koyacaktir.
Bu listeyi saklayiniz. Listede isimleri olanlar zaman icinde, Ya Soros , ya CIA , ya NED , ya BILDERBERG baglantilari,localar , ve AB fonlarindan yemlendirmelerle veya kisisel odullendirmelerle , taltifen aldiklari kadrolarla, makamlarla karsimiza cikacaktir.
Ermeni baskaldirilarinin temeli , 1860'da Ermeni Milli Anayasası (Sahmanadrouthiun) ile ortaya çıktı . 1863 te Babıâli tarafından. Ermeni Millet Nizamnamesi adı altında kabul edildi. Bu gelişmelerden ve Avrupa'nın desteğinden cesaret alan bazı Ermeniler, gizliden gizliye Türk-Ermeni. Müslüman-Hıristiyan düşmanlığını, okullar ve toplantılarda Ermeni gençlere aşılamaya basladilar !!!
Tarihin icinde 1915 tehcir olayi olarak yer alan , Olayin temelinde ,
Rus ile , Fransiz ile , Ingiliz ile bir olarak Osmanli'ya bas kaldiran, ceteler kurarak 600 bin civarinda Turk'u katleden, Osmanli'ya SAVAS DONEMINDE ihanet eden , arkadan vuran Ermeni toplumu vardir.
18 Mart 1915'te İtilaf Devletleri Çanakkale'ye saldırırken , aynı günde Osmanlı Ermenilerinin isyani baslamistir !!! Şubat 1915 başlarında Van ihtilalinin başlayacağının işaretleri gorulmustur. Bu isyanı diğer isyanlar takip edecektir. Kilikya'da ayaklanan Ermenilere silah ve cephane Yunan gemileri tarafindan tasinmistir. Bu donemde ise ; 14 Ermeni asilli vekil ve pasa gorevdedir !
Bu bir kirismadir. Kirismayi baslatan ise Ermeni toplulugudur. Osmanli Devleti O gunun imkanlari icinde sadece kendisini savunmustur .... Her bir tehcir veya mubadele olayinin kendi icinde trajedi tasimasi , Bu durumun geregidir.
Ermeni tehciri olayini tek yanli olarak yorumlayip , kabahati kabul edenler ozur dilerken ,
Ermeni'ler tarafindan vahsice katledilmis olan 600 bin Turk, Asala tarafindan katledilmis olan diplomatlarimiz dahil 70 kisi, Hocali katliaminda vahsice oldurulmus olan yuzlerce Azeri Turk kardeslerimiz icin acaba ne dusunuyorlar ?
Bu nylon aydinlar ,
Anadolu'yu istila etmis olan , Ingiltere'den, Fransa'dan, Yunanistan'dan Italya'dan, Anzak'lardan NEDEN , OZUR ISTEGINDE BULUNMUYORLAR ?
Turkiye'nin dis ve ic politikasini yonlendiren kureselcilere , AB'ye , ABD'ye perde arkasinda olan Israil'e, neden edilgen ve sessizler ?
Imzacilar , bir paranin IKI YUZU oldugunu bilmezden geliyorlar. Kendi milli aidiyetlerinle celisiyorlar.
Kuresel'ciler tarafindan dayatilan ve talep edilen, sozde Ermeni soykirimini ve Ermenistan'i tanima isteginin yolu , Cumhurbaskani A.Gul'un , Ermenistan'i HAVADAN - SUDAN nedenle ziyaretiyle baslatilmistir.
Asagidaki imza belgesi ise bu acilimin ve GOP/BOP 'un devamidir. Sevr'in sozde aydinlarla tekrar Turk toplumu onune konmasidir. Toplumu alistirmak ve benimsetmek oyununun bir bolumudur.
Bu imza listesi , C.Dundar'in Belgesiz filimi Mistik'in bir baska versiyonudur. Ulke gundemindeki temel sorunlari buyutmek, bazilarini da toplum belleginden kacirmak,unutturmak isteklidir ! Turkiye'nin , Tehcir konusunda var olan hukuki haklarini karartmaya yoneliktir.
Bu belgeye imza koyanlar, yasamakta olduklari ulkeye , Turkiye Cumhuriyeti Devletine, tarihin gerceklerine ihanet ediyorlar. Buyuk , kuresel bir oyunun hizmetine giriyorlar.
Agri daginin, ARARAT olmasina destek veriyorlar.
Bu imzalarin ardindan , 3 T 'yi bekleyiniz ...
TANINMA TAZMINAT TOPRAK
Listeye konan her bir imza , Ermenistan'a ve cikarlarina hizmettir.
Listeye imza koyanlari ve koyacak olanlari kiniyorum.
Naci Kaptan / 15.12.2008
Her arama yaptığımda ekranımdaki 'aktif aramalar' yazısı benim de dikkatimi çekiyordu aslında ama durumun farkında değildim. ##002# 'i aradım hemen ben de. Gerçekten de aktarma iptal dedi. Demek bize sormadan arama aktarması komutu verilmiş. Hemen siz de düzeltin. > > > Okuyacağınız yazı AVEA, TURKCELL ve VODAFON 'u karalama kampanyası > değildir. Her ne kadar ilk okudunduğunda şüphe ile yaklaşılsa da, > deneyince gördüm. Siz de mutlaka iletebildiğiniz kadar herkese bu maili > forward edin. > > AVEA, TURKCELL VE VODAFON KULLANANLAR > > Telefonunuzdan hemen ##002# yi tuşlayın ve arayın. Ekranınıza aktarma > iptal diye bir yazı gelecek. Böylece bugüne kadar sizden para kırpan!! > yönlendirmeyi kaldırmış oluyorsunuz. Bu işlemi yapmadığınız > müddetçe, size ulaşamayan herkesten bir kontör düşülüyor... > Bunu AVEA, TURKCELL ve VODAFON kullanan herkese göndermenizi rica > ediyorum. Göndermediğiniz takdirde sizin her aramanızda da , sizden de kontör > düşüyor. > > Eğer aradığınız kişinin telefonu da telesekreter ayarli ise, > dinlediğiniz 1 sn'lik 'aradığınız kişiye ulaşılamıyor' mesajı için de > bir normal arama karşılığı ücretlendiriliyorsunuz !!! > İşin garip olan kismi bu değil aslında. Normal AVEA, TURKCELL ve > VODAFON hatlarında default (fabrika çıkışı) > olarak ayarli bir telesekreter yokken, herkese bu telesekreter otomatik > olarak ayarlı geliyor!!! Yani, sizin hiçbir şeyden haberiniz yokken, > tabiri yerindeyse belli etmeden sizden hıncını alıyor. > Arkadaşınızı aradığınız ve ulaşamadınız mı? Hemen 1.5kontor . > İki dakika sonra yine mi ulaşamadiniz bir 1,5 kontör daha... > İşin daha da kötüsü kimsenin böyle bir uygulamadan haberi yok, > herkes (diğer operatörlerde olduğu gibi) aranılan telesekreterin bedava > olmasını bekliyor. > > Bu olayı iptal ettirmek ise daha da komik; AVEA, TURKCELL ve VODAFONE'yi > arıyorsunuz, durumu anlatıyorsunuz. Görevliler de size AVEA, TURKCELL ve > VODAFON hatlı telefonunuzdan ##002# 'yi aramanız durumunda tele > sekreterin kaldırılabileceğini anlatıyorlar. > > Bu mail'i bana gönderen dostuma teşekkür ediyorum. > > > > -- > Dr. M. Turan Çuhadar
20 Aralık 2008 Cumartesi
19 Aralık 2008 Cuma
sarmısaklı ekmek
Gönderen belguzaranne zaman: 08:331 su bardağı sıvıyağ 1subardağı sut 1tatlı kaşığı şeker 12 dış sarısak yarımdemet dere otu,1adetyumurta 1paket mayayapılışı. dereoyu,sarmısak,yumurta mıserden geçer ahmur kasesıne konur. 1paketmaya ılıksuda ıkaşık sekerleerıtılır tum malzeme karıştırılır. Yumuşak bır hamur elde edılır. arzu edılen buyuklukte beze alınır yağlanmış tepsıye dızılır. Kabarınca170 derecede pışer afıyet olsun
18 Aralık 2008 Perşembe
DOSTLUK
Gönderen belguzaranne zaman: 12:47
Seni çok seviyorum arkadaşım DOSTUM :))) Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik ama basit bir sanatı unuttuk. İNSAN gibi YAŞAMAYI biliyor musun BU HAFTA DÜNYA DOSTLAR HAFTASI bu mesajı sevdiğin doslarına gönder eğer BEN de SEN in Yakın arkadaşınsam dostunsam banada yolla Bunu arkadaşlarına gönder bakalım kaç Cvp gelecek eğer 7 den fazlaysa çookkk sevilenbirisisin demektir
. Dostluk Sabah öperek uyandırmaktır... Aynı dala tutunmaktır kimi zaman aynı bisikleti sürmektir. Ayağınız yetişmese bile... Dans etmektir kolkala... küçük hediyeler almaktır... ve Kimi zaman aynı kalbi paylaşmaktır.. Öpmektir onu doyasıya Ve bunu söyleyebilmektir 'Dostlugun en büyük Armağan Bana'
> > > > > > > > >ARKADAŞ ile DOST KAVRAMI > > > > > > > > > >Arkadaş evinize geldiğinde misafir gibi davranır, > > > >Dost geldiğinde buzdolabını açıp istediğini alır. > > > >Arkadaş senin ağladığını görmez, > > > >Dostunun omuzu ise senin gözyaşlarınla ıslanır. > > > >Arkadaş davetine katılınca bir paket hediye ile gelir, > > > >Dost sana yardım etmek için erken gelir; toparlanman için geç gider. > > > >Arkadaş, onu o yattıktan sonra ararsan rahatsız olur, > > > >Dost neden bu kadar geciktiğini sorar, derdini anlatmak için, > > > >Arkadaş bir kavgadan sonra her şeyin bittiğini düşünür, > > > >Dost ise tekrar arar. > > > >Arkadaş senin daima onun arkanda olmanı ister, > > > >Dost ise her zaman senin arkandadır. > > > >Arkadaş zaaflarınızı öğrenir ve onları kullanabilir, > > > >Dost zevklerinizi öğrenir ve onlara hitap eder. > > > >Arkadaş zayıflıklarınızı bilirse başınıza kakar, > > > >Dost zayıflıklarınızı bilirse örtmeye çalışır. > > > >Arkadaş sizi ikinci görmek ister, > > > >Dost ikinciniz olmaktan şeref duyar > > > >Arkadaş sıkıntınız olmadığında yanınızdadır, > > > >Dost sıkıntınız olduğunda size koşar, > > > >Arkadaşlarınıza siz huzur vermeye çalışırsınız, > > > >Dostlarınız size huzur vermeye çalışır. > > > >Arkadaş bu mesajı okur ve siler, > > > >Dost okur ve dostlarına yollar...
DOSTLUK
Gönderen belguzaranne zaman: 12:47Seni çok seviyorum arkadaşım DOSTUM :))) Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik ama basit bir sanatı unuttuk. İNSAN gibi YAŞAMAYI biliyor musun BU HAFTA DÜNYA DOSTLAR HAFTASI bu mesajı sevdiğin doslarına gönder eğer BEN de SEN in Yakın arkadaşınsam dostunsam banada yolla Bunu arkadaşlarına gönder bakalım kaç Cvp gelecek eğer 7 den fazlaysa çookkk sevilenbirisisin demektir
. Dostluk Sabah öperek uyandırmaktır... Aynı dala tutunmaktır kimi zaman aynı bisikleti sürmektir. Ayağınız yetişmese bile... Dans etmektir kolkala... küçük hediyeler almaktır... ve Kimi zaman aynı kalbi paylaşmaktır.. Öpmektir onu doyasıya Ve bunu söyleyebilmektir 'Dostlugun en büyük Armağan Bana'
> > > > > > > > >ARKADAŞ ile DOST KAVRAMI > > > > > > > > > >Arkadaş evinize geldiğinde misafir gibi davranır, > > > >Dost geldiğinde buzdolabını açıp istediğini alır. > > > >Arkadaş senin ağladığını görmez, > > > >Dostunun omuzu ise senin gözyaşlarınla ıslanır. > > > >Arkadaş davetine katılınca bir paket hediye ile gelir, > > > >Dost sana yardım etmek için erken gelir; toparlanman için geç gider. > > > >Arkadaş, onu o yattıktan sonra ararsan rahatsız olur, > > > >Dost neden bu kadar geciktiğini sorar, derdini anlatmak için, > > > >Arkadaş bir kavgadan sonra her şeyin bittiğini düşünür, > > > >Dost ise tekrar arar. > > > >Arkadaş senin daima onun arkanda olmanı ister, > > > >Dost ise her zaman senin arkandadır. > > > >Arkadaş zaaflarınızı öğrenir ve onları kullanabilir, > > > >Dost zevklerinizi öğrenir ve onlara hitap eder. > > > >Arkadaş zayıflıklarınızı bilirse başınıza kakar, > > > >Dost zayıflıklarınızı bilirse örtmeye çalışır. > > > >Arkadaş sizi ikinci görmek ister, > > > >Dost ikinciniz olmaktan şeref duyar > > > >Arkadaş sıkıntınız olmadığında yanınızdadır, > > > >Dost sıkıntınız olduğunda size koşar, > > > >Arkadaşlarınıza siz huzur vermeye çalışırsınız, > > > >Dostlarınız size huzur vermeye çalışır. > > > >Arkadaş bu mesajı okur ve siler, > > > >Dost okur ve dostlarına yollar...
13 Aralık 2008 Cumartesi
12 Aralık 2008 Cuma
alıntı lütfen herkes yayınlasın
Gönderen belguzaranne zaman: 17:192008 - KAYIP ARANIYOR
| |||
Yorum (0) :: Yorum yaz! :: Bağlantı |
alıntı
Gönderen belguzaranne zaman: 12:27 ayak bakımı
|
|
11 Aralık 2008 Perşembe
10 Aralık 2008 Çarşamba
7 Aralık 2008 Pazar
hannah ve michael
Gönderen belguzaranne zaman: 07:27
Dondurucu soğukta bir an önce evime varabilmek için
hızla yürürken, ayağımın ucunda bir cüzdan gördüm..
Hemen aldım. Sahibini gösteren bir kimlik vardır diye
acele acele açtım.. İçinde üç dolar ve sararıp kat yerleri
yıpranmış eski bir zarftan başka birşey yoktu...
Sol üst köşede yalnızca gönderenin adresi, alıcı adresi
yerinde bir posta kutusu numarası vardı. Bir ipucu
bulabilmek belki biraz da merakımı giderebilmek için
zarfı açtım ve içindeki mektubu okumaya başladım.
Mektup, sol yanı çiçek resmiyle süslenmiş bir kağıda,
özenli bir el yazısıyla yazılmıştı ve "Sevgili Michael"
diye başlıyordu.. Ve "Annesi yasakladığı için
onu bir daha göremeyeceğini" anlatarak
devam ediyor.. "Ama sakın unutma, seni daima
seveceğim" diye bitiyor.. İmza.. Hannah!..
Elimde yalnızca, mektubu yazan kişiyle, mektubun
yazıldığı kişinin birinci adları vardı. Eve gider gitmez
hemen telefon idaresini aradım.Görevli kisi, kendisine
bildirdiğim adreste yaşayanların telefon numarasını
vermesinin yasalara aykırı olduğunu söyledi. Fakat
ısrarım karşısında: "Belki, size yardımcı olabilirim" dedi.
"Bu adreste bulunan numaraya telefon ederim ve onlar
Kabul ederlerse, sizi görüştürebilirim lütfen bekleyin.."
dedi. İki üç dakika sonra görevlinin sesi geldi..
"Bağlıyorum efendim." Telefonda, karşıdaki hanıma
"Hannah diye birini tanıyıp, tanımadığını" sordum.
"Bu evi, 30 yıl evvel, Hannah diye kızları olan bir aileden
aldık" dedi. "Peki yeni adreslerini biliyor musunuz?.."
"Hannah annesini bir huzurevine yatıracaktı. Oradan takip
ederseniz, belki adres bulursunuz.." deyip bana huzurevinin
adını verdi.. Hemen aradım.. Yaşlı anne yıllar önce ölmüş..
Ama kızına ait eski bir telefon numarası var. Belki ordan
bilirlermiş.. "Bunların hepsi aptalca aslında" dedim
kendi kendime.. İçinde sadece 3 dolar ve 60 yıl önce
yazılmış bir mektup bulunan cüzdanın sahibini aramak
için bunca zahmete ne gerek var ki.. Aradım numarayı..
Bir kadın "Şimdi Hannah'nın kendisi bir huzurevinde"
dedi ve numarayı verdi. Hemen orayı çevirdim.. Ses;
"Evet, Hannah burda yaşıyor" dedi.. Saat ona geliyordu
ama hemen yola çıktım, Hannah'yı görmek için..
Devasa bir binanın üçüncü katında şirin bir oda.. Gümüş
saçlı, sıcak tebessümlü bir yaşlı kadın.. Gözlerinin içi ışıl
ışıl ama.. Anlattım olanları.. Cüzdanı ve mektubu gösterip..
Derin bir iç çekti mektuba bakarken ve "Genç adam" dedi,
"Bu mektup, Michael ile son kontağımdı.. Onu öyle
seviyorum ki.. Sean Connery gibi yakışıklıydı.. Hani şu
meşhur aktör.. Ama ben 16 yaşındaydım.. Çok küçüğüm
diye annem kesinlikle izin vermedi.." Derin bir nefes daha..
"Michael Goldstein harika bir insandı. Eğer bulabilirseniz
ona söyleyin lütfen.. Onu hep düşündüm.. Hep.." Bir ufak
sessizlik.. Bir derin nefes daha.. "Ve onu hep sevdim.."
İki damla yaş damladı elindeki mektuba, ıslanan gözlerden..
"Ve hiç evlenmedim.. Michael gibi birisini bulamadım ki.."
Hannah'ya teşekkür edip odadan çıktım.
Binadan çıkarken danışmada beni karşılayan kız
"Hannah Hanım yardımcı olabildi mi size" dedi.." Hiç
değilse bunun sahibinin soyadını öğrendim" dedim..
Cüzdanı elimde sallayarak.. O sırada yanımda dikilip duran
hademe bağırdı.. "Hey baksana.. Bu Bay Michael'ın
cüzdanı.. Üzerindeki bu kırmızı şeritten onu nerde
görsem tanırım.. Cüzdanını hep kaybederdi zaten..
Üç kere ben buldum, koridorlarda..
"Michael sekizinci katta yaşıyordu.. Ok gibi fırladım
tekrar asansöre. Michael yatmamıştı. Okuma odasında
kitap okuyordu. Hemşire beni ve elimdeki cüzdanı gösterdi.
Michael elini arka cebine attı, hızla.. Sonra sevinçle "Evet
bu benim cüzdanım" dedi. "Öğleden sonraki yürüyüş
sırasında kaybetmiş olmalıyım. Size teşekkür borçluyum."
"Hiçbirşey borçlu değilsiniz" dedim. "Ama özür dilerim.
İpucu bulmak için açtım ve içindeki mektubu okudum."
"Mektubu mu okudun?" "Sadece okumakla kalmadım.
Hannah'yı da buldum.." "Buldun mu? Nerde? İyi mi?
Hala eskisi gibi güzel mi. Söyle, lütfen söyle.."
"Çok iyi.. Hem de harika" dedim, yavaşça.. "Bana onun
telefon numarasını ver. Yarın onu hemen arayacağım."
Elime sımsıkı sarıldı.. "O benim tek aşkımdı.. Onu
öyle sevdim ki, asla evlenmedim.. Çünkü bu mektup
geldiğinde hayatım, anlamsal olarak bitmişti."
"Bay Goldstein" dedim.. "Gelin benimle.."
Asansörle üçüncü kata indik.. Odanın kapısı açıktı.
Hannah sırtı kapıya dönük televizyon izliyordu..
Hemşire ona yaklaştı, omzuna dokundu.. "Hannah"
dedi.. "Bu bay'ı tanıyor musun?" Gözlüklerini
ayarladı bir an baktı, tek kelime etmeden..
"Michael" dedi, Michael, kapıda, kısık sesle..
"Hannah.. Ben Michael.. Beni tanıdın mı?.."
"Michael" diye yutkundu Hannah. "İnanmıyorum..
Bu sensin. Benim Michael'ım." Michael
Hannah'ya doğru yürüdü yavaşça. Sarıldılar.
Hemşire yanıma geldiğinde onun da gözleri yaşlıydı..
"Gördün mü, bak?" dedim "Yaşamda, yaşanması
gereken herşey, er ya da geç, birgün kesinlikle yaşanacaktır."
***
Üç hafta sonra beni huzurevinden aradılar.
Pazar günü bir nikah vardı.. Gelebilir miydim?
Harika bir nikah töreni idi. Hannah ve Michael
beni nikah şahidi yaptılar üstelik. Hannah açık
bej elbisesi içinde çok güzeldi.. Michael de
lacivert takımı içinde hala çok yakışıklı..
Bir nikah tanığı olarak söylüyorum bu gözlemlerimi
Aşklarını onsekiz yaşın heyecanı ve duygusuyla yaşayan
76 yaşındaki gelin ile 79 yaşındaki damadın nikahında
keşke siz de bulunsaydınız Altmış yıl önce bittiği
sanılan bir aşk öyküsünün, altmış yıl sonra, kaldığı
yerden nasıl filizlendiğine siz de tanık olacaktınız.