30 Nisan 2011 Cumartesi

AYIPLARI ÖRTMEK

AYIPLARI ÖRTMEK .. Ya birinin ayıbını örtesin ya da o ayıp gelir seni bulur. Sende yapmaya başlarsın… Ya önündeki çamuru temizle ya da çamura bulan. Öyle bir haldeyiz ki birbirimizin ayıplarını arar olduk. Kim yanlış yapmış, kim hata yapmış, kim ayıp etmiş bunları gün yüzüne çıkartmak için çalışır olduk. En çok seyrettiğimiz diziler, en çok ayıbı olan diziler oldu artık. Aldatmaları, adam öldürmeleri, birilerinin arkasında iş çevirmeleri, intikam yeminleri etmeleri artık bu diziler sayesinde çok rahat kabul eder olduk. Ve artık normalleştirdik, hayatımıza geçirdik. Gazete alırken ayıpları en bol olanı yani 3. sayfa haberleri bol gazeteler alır olduk. Nerede birinin bir hatası var nerede bir insan yanlış yapmış onu konuşur olduk. Sonra bu durum bizi bir bize düşman etti. Bir birimize düşman olduk. Eskilerde bir ayıp işlendiğinde unutanılırken , insanların yüzü kızarırken, şimdiler de ise ayıplarımıza güler geçer olduk. Artık eskisi kadar utanmıyoruz, utanmaz olduk. Ama ne gariptir ki bizler başkalarının ayıplarına o kadar odaklanmışız ki kendi ayıplarımızı görmez olduk. Hatta bazen kendi ayıbımızı örtmek için başkalarının ayıplarını gün yüzüne çıkarır olduk. Ayıp konuşur, ayıp eder olduk. Oysaki, Bir hadiste Peygamber efendimiz der ki: "Her kim bir müsluman kardeşinin ayıp ve kusurlarını, kimsenin görmediği ve görmesini istemediği şeylerini örterse, Allah~u Teâlâ da kıyamet gününde onun ayıplarını örter. Her kim müslüman kardeşinin meydana çıkmasını istemediği birşeyini ortaya çıkarır ve dile verirse; Allah da onun ayıplarını, kimsenin bilmesini istemediği hallerini meydana çıkarır. Bu suretle kendi evi içinde de olsa onu rezil eder. Müslüman kardeşinin ayıplarını örten, bir ölüyü diriltmiş gibidir. "NOT:MARVAN OĞUZ'A TEŞEKKÜRLER

29 Nisan 2011 Cuma

KEREBİCİMERSIN YÖRESINE AIT

kerbıcı tatlısımalzemeler. çövenkremasıiçin: 2adet çövenotu 5 su bardağı su,,1su bardağı .pudra sekeri 100gr erımış ılık margarın 1 çay bardağı sıvı yağ 1 çay bardağı pudra sekeri yarım çay bardağı ırmık 2 yumurta alabıldığıkadar un HAZIRLANMASI.çövenotu yıkanır tencereye alınır.4 bardak su ılave edılır,bırgece bekletılır.sabah çöven sıcakken seker ılave eılır.2 saat kaynatılır aada karıştırılır.su azalırsa 1.5 buçuk su eklenır.Suzulur.ılıyınca mıkserle köpük köpük oluncaya dek çırpılır.koyulaşıncaya ek 1 saat çırpılır.mıkserı dınlendırın.kurabıye için 1yumurta,seker.yağ,ıyıcece karıştırın.İrmıklerı ılaveedın.alabıldığı kadar un koyun (yumuşak bır hamur olmalı) cevızden buyuk parçalar alın ıçlı köfte seklınde oyun içine yeşil fıstık doldurun yuvarlayın.önceden fırın ayarınıza göre ısıtın benım fırınım kek turu hamurur150 derecede ıyı pışırıyor servıstabağına alın .uzerıne çöven sosou dökün. uzerıne kremea tarçınla susleyın Afıyet Olsun

You might also like:

26 Nisan 2011 Salı

ANLAMLI SÖZLER

Ayna toprağa acı bir gülümseyişle şunları söyledi: Merak etme! Bana bakacak yüzü kalmayanların gözü, hep sana döner!

GÜZEL SÖZLER

ZORMUDUR GÖZLERE BAKARKEN AŞKI GÖRMEK? YOKSA SADECE AŞKMIDIR GÖZLERDEKİ TEK GERÇEK?

GÜZEL SÖZLER

ZORMUDUR GÖZLERE BAKARKEN AŞKI GÖRMEK? YOKSA SADECE AŞKMIDIR GÖZLERDEKİ TEK GERÇE?

20 Nisan 2011 Çarşamba

SAĞLIK

SU İÇMEK İÇİN 46 NEDEN
Neden Su içmeliyiz... 1- Hiç bir şey su olmadan yaşayamaz. 2-... Göreceli su yetersizliği vücudun bazı fonksiyonlarını önce bastırır, sonra öldürür. 3- Su temel enerji kaynağıdır. 4- Su vücudun her hücresinde eleiksel ve manyetik enerji üretir, bize yaşam gücü verir. 5- Hücre yapısındaki Maddeleri birbirine bağlayan bir yapıştırıcıdır. 6- DNA hasarını önler ve onarım mekanizmalarının daha iyi çalışmasına yardımcı olur, böylece üretilen Anormal DNA sayısı azalır. 7- Bağışıklık sisteminin merkezi olan kemik iliğinde, bu sistemi Kanser de dahil olmak üzere, çeşitli hastalıklara karşı güçlendirir. 8- Bütün besinlerin, vitaminlerin ve Minerallerin temel çözücüsüdür. Vücutta besinleri küçük parçalara ayırır, sindirimlerinde ve son metabolik aşamalarında görev yapar. 9- Besinlere enerji verir ve parçalanan besinler sindirim sırasında bu enerjiyi vücuda aktarır. Susuz yenen yemeğin vücut için hiçbir enerji değeri yoktur. 10-Su, besinlerdeki gerekli öğelerin emilimini artırır. 11-Bütün öğelerin vücuda taşınmasına yardımcı olur. 12-Akciğerlerde Oksijen toplayan kırmızı kan hücrelerinin çalışma verimini artırır. 13-Hücreye ulaşan su, o hücreye oksijen verir ve atık gazları vücuttan atılmaları için akciğerlere taşır. 14-Vücudun çeşitli bölgelerinden zehirli atıkları toplar ve atılmaları için karaciğer ya da böbreklere taşır. 15-Eklem boşluklarındaki temel yağlayıcı maddedir, ait ve sırt ağrılarının oluşumunun önlenmesinde yardımcı olur. 16-Omurgadaki diskleri "şok emici su yastıkları'na dönüştürür. 17-Bağırsakları en iyi çalıştıran yağlayıcı maddedir, kabızlığı önler. 18-Kalp krizi ve felce karşı koruyucudur. 19-Kalp ve beyin damarlarında pıhtılaşmayı önler. 20-Vücudun soğutma ve ısıtma sistemleri için vazgeçilmezdir. 21-Düşünme başta olmak üzere, bütün beyin fonksiyonları için bize güç ve eleiksel enerji verir. 22-Serotonin ve diğer noransmitterlerin (sinir ileticileri) üretimi için vazgeçilmezdir. 23-Melatonin de dahil olmak üzere, beyinde üretilen bütün Hormonların yapımı için gereklidir. 24-Çocuklarda ve yetişkinlerde dikkat yetersizliği sorununa çözüm getirir. 25-Çalışma verimini artırır ve dikkat aralığını büyütür. 26-Su dünyadaki diğer bütün içeceklerden daha kolay bulunabilir ve hiçbir yan etkisi yoktur. 27-es, gerginlik ve Depresyonun hafiflemesine yardımcı olur. 28-Uykuyu düzenler. 29-Yorgunluğun giderilmesine yardımcı olur ve bizeçliğin enerjisini verir. 30-Cildi yumuşatır ve yaşlılık belirtilerinin azalmasına yardımcı olur. 31-Gözlere canlılık ve parlaklık verir. 32-Glokomdan korunmamıza yardım eder. 33-Kemik iliğinde kan üretim sistemlerini düzenler, lösemi ve lenfoma oluşumunun önlenmesine yardımcı olur. 34-Vücutta enfeksiyon ve kanser hücrelerinin geliştiği bölgelerde bağışıklık sistemini güçlendirmek için çok gereklidir. 35-Kanı sulandırır ve dolaşım sırasında pıhtılaşmasını önler. 36-kadınlarda, adet öncesi ağrıyı ve ateş basmasını hafifletir. 37-Kalp atışıyla birlikte kanı sulandırıp dalgalandırarak dolaşımdaki katı maddelerin dibe çökmesini engeller. 38-İnsan vücudunda dehidrasyon sırasında kullanılabilecek bir su deposu yoktur. Bu nedenle Gün boyunca düzenli olarak su içmemiz gerekir. 39-Dehidrasyon cinsellik hormonunun üretimine engel olur, bu iktidarsızlık ve libido kaybının başlıca nedenlerinden biridir. 40-Su içtiğiniz zaman susuzluk ve açlık duygularını ayırt edebilirsiniz. 41-Kilo vermenin en iyi yolu su içmektir. Düzenli aralıklarla su için ve sıkı bir rejim yapmadan zayıflayın. Acıktığınız zaman aşırı yememeli, ama susadığınızda suyunuzu içmelisiniz. 42-Dehidrasyon doku boşlukları, eklemler, böbrekler, karaciğer, beyin ve deride zehirli çökeltilerin birikmesine yol açar. Su bunları temizler. 43-Su, gebelikte sabah bulantılarını azaltır. 44-Zihin ve vücut fonksiyonlarını bütünleştirir. Karar verme ve hedefleri belirleme yeteneğini artırır. 45-Yaşlılıkta bellek kaybının önlenmesine yardımcı olur. Alzheimer, Multipl Skleroz, Parkinson ve Lou Gehring hastalıklarının riskini azaltır. 46-Kafein, Alkol ve bazı ilaçlara duyulan bağımlılığın giderilmesine yardımcı olur.
NOT.YORUMCU GURUBUNA TEŞEKKÜRLER
--

SAĞLIK

SU İÇMEK İÇİN 46 NEDEN
Neden Su içmeliyiz... 1- Hiç bir şey su olmadan yaşayamaz. 2-... Göreceli su yetersizliği vücudun bazı fonksiyonlarını önce bastırır, sonra öldürür. 3- Su temel enerji kaynağıdır. 4- Su vücudun her hücresinde eleiksel ve manyetik enerji üretir, bize yaşam gücü verir. 5- Hücre yapısındaki Maddeleri birbirine bağlayan bir yapıştırıcıdır. 6- DNA hasarını önler ve onarım mekanizmalarının daha iyi çalışmasına yardımcı olur, böylece üretilen Anormal DNA sayısı azalır. 7- Bağışıklık sisteminin merkezi olan kemik iliğinde, bu sistemi Kanser de dahil olmak üzere, çeşitli hastalıklara karşı güçlendirir. 8- Bütün besinlerin, vitaminlerin ve Minerallerin temel çözücüsüdür. Vücutta besinleri küçük parçalara ayırır, sindirimlerinde ve son metabolik aşamalarında görev yapar. 9- Besinlere enerji verir ve parçalanan besinler sindirim sırasında bu enerjiyi vücuda aktarır. Susuz yenen yemeğin vücut için hiçbir enerji değeri yoktur. 10-Su, besinlerdeki gerekli öğelerin emilimini artırır. 11-Bütün öğelerin vücuda taşınmasına yardımcı olur. 12-Akciğerlerde Oksijen toplayan kırmızı kan hücrelerinin çalışma verimini artırır. 13-Hücreye ulaşan su, o hücreye oksijen verir ve atık gazları vücuttan atılmaları için akciğerlere taşır. 14-Vücudun çeşitli bölgelerinden zehirli atıkları toplar ve atılmaları için karaciğer ya da böbreklere taşır. 15-Eklem boşluklarındaki temel yağlayıcı maddedir, ait ve sırt ağrılarının oluşumunun önlenmesinde yardımcı olur. 16-Omurgadaki diskleri "şok emici su yastıkları'na dönüştürür. 17-Bağırsakları en iyi çalıştıran yağlayıcı maddedir, kabızlığı önler. 18-Kalp krizi ve felce karşı koruyucudur. 19-Kalp ve beyin damarlarında pıhtılaşmayı önler. 20-Vücudun soğutma ve ısıtma sistemleri için vazgeçilmezdir. 21-Düşünme başta olmak üzere, bütün beyin fonksiyonları için bize güç ve eleiksel enerji verir. 22-Serotonin ve diğer noransmitterlerin (sinir ileticileri) üretimi için vazgeçilmezdir. 23-Melatonin de dahil olmak üzere, beyinde üretilen bütün Hormonların yapımı için gereklidir. 24-Çocuklarda ve yetişkinlerde dikkat yetersizliği sorununa çözüm getirir. 25-Çalışma verimini artırır ve dikkat aralığını büyütür. 26-Su dünyadaki diğer bütün içeceklerden daha kolay bulunabilir ve hiçbir yan etkisi yoktur. 27-es, gerginlik ve Depresyonun hafiflemesine yardımcı olur. 28-Uykuyu düzenler. 29-Yorgunluğun giderilmesine yardımcı olur ve bizeçliğin enerjisini verir. 30-Cildi yumuşatır ve yaşlılık belirtilerinin azalmasına yardımcı olur. 31-Gözlere canlılık ve parlaklık verir. 32-Glokomdan korunmamıza yardım eder. 33-Kemik iliğinde kan üretim sistemlerini düzenler, lösemi ve lenfoma oluşumunun önlenmesine yardımcı olur. 34-Vücutta enfeksiyon ve kanser hücrelerinin geliştiği bölgelerde bağışıklık sistemini güçlendirmek için çok gereklidir. 35-Kanı sulandırır ve dolaşım sırasında pıhtılaşmasını önler. 36-kadınlarda, adet öncesi ağrıyı ve ateş basmasını hafifletir. 37-Kalp atışıyla birlikte kanı sulandırıp dalgalandırarak dolaşımdaki katı maddelerin dibe çökmesini engeller. 38-İnsan vücudunda dehidrasyon sırasında kullanılabilecek bir su deposu yoktur. Bu nedenle Gün boyunca düzenli olarak su içmemiz gerekir. 39-Dehidrasyon cinsellik hormonunun üretimine engel olur, bu iktidarsızlık ve libido kaybının başlıca nedenlerinden biridir. 40-Su içtiğiniz zaman susuzluk ve açlık duygularını ayırt edebilirsiniz. 41-Kilo vermenin en iyi yolu su içmektir. Düzenli aralıklarla su için ve sıkı bir rejim yapmadan zayıflayın. Acıktığınız zaman aşırı yememeli, ama susadığınızda suyunuzu içmelisiniz. 42-Dehidrasyon doku boşlukları, eklemler, böbrekler, karaciğer, beyin ve deride zehirli çökeltilerin birikmesine yol açar. Su bunları temizler. 43-Su, gebelikte sabah bulantılarını azaltır. 44-Zihin ve vücut fonksiyonlarını bütünleştirir. Karar verme ve hedefleri belirleme yeteneğini artırır. 45-Yaşlılıkta bellek kaybının önlenmesine yardımcı olur. Alzheimer, Multipl Skleroz, Parkinson ve Lou Gehring hastalıklarının riskini azaltır. 46-Kafein, Alkol ve bazı ilaçlara duyulan bağımlılığın giderilmesine yardımcı olur.
NOT.YORUMCU GURUBUNA TEŞEKKÜRLER
--

19 Nisan 2011 Salı

SAPKA

YELEK

18 Nisan 2011 Pazartesi

ŞİİR

Hoşça kal’lar farz olmuştu her bitişimizde…

Kimsenin kal’mayacağını bilsekte hep söyledik ‘Hoşça’kal diye…

Gidiyorum dedik her ikimizde belki onlarca kez…

Kendine iyi bak ’lar eklendi birde sonuna , birazda yorgunluğun gözyaşları…

Dayanamadık kimi zaman tekrar tekrar sarıldık .

...Adım atacağı beklemedik , ‘O’nun için , sevgim için dedik gururu bir kenara ittik…

Bazen de bitti. En şiddetlisini yaşadık gururun , Kırıldığımız kadar kızdık !

Ağlamadık inat diye , hiç ses çıkarmadık…

Ama yinede günlerde geçse bir türlü geçiremedik biz’den kalanları…

Tam sen , tam ben derken yine birbirimizi bulduk..

Kaldığımız yerden diyede ekleyiverdik yıpranmış ilişkimize…

Hep ayrılıklar yoktu , ama ayrılık hep vardı .

Aşkın en tutkulu anında bile bir kelimemizde kopabildi aramızdaki bağ…

Kırmakta çekinmedik yeri geldiğinde…

Sevgiyi yarışa , rekabete çevirdik..

Bir öyle bir böyle derken biz biz’i kendimiz bitirdik…

Ne üçüncü bir şahıs nede başka sebepler…

Nede sevgi olmayışı…

Bitti… Ve biz istediğimiz için bitti…

Ama yine aynısı olacak sanmıştım..

Hoşçakalla başlayan bir söz ve kendine iyi bak diyeceğini sandım…

Yanıldım en çokta bu defa sanırım…

Seni sev’dim dedin usulca , gözlerini kaçırarak , sonra ekledin Hoşça kal demiyorum bu kez hoşça’kalmanı istemem benden sonra.. Kırılırım bensiz hoş olduğunu görsem…

Biliyorum sende benden aynı sözleri bekledin ama bu defa bende yanılttım seni…

Seni sevmek istemiyorum artık , ve mutlu değilim seni sevmekten.. Yoruldum…

Hoşça’kalmanı istiyorum çünkü değersin…

Kendine değil kalanlarıma iyi bak… Deyivermiştim işte .

Onca yıl onca yaşanmışlık kaldı o sokak arasında…

Kim bilir belki bir iki camdan bakan şahit oldu bu bitişe belkide kimse…

Bir tek biz bildik.. Şahit olsada olmasada yinede bir tek biz bildik aslında…

Neler bıraktığımızı ve bu noktaya nasıl geldiğimizi..

Gerisi hikayesi işte…

Belki bir iki gün bekledim , aramanı , istemeni..

Bitmedi , bitemez demeni…

Ama sonra ümidi kestim .

Bitti ! dedim bu kez farklı cümleler vardı ayrılığın ortasında . Ve farklıydı istenilenler.. Yürümüyordu artık böyle ite kaka . Bitmişti tamamen olmasada bir şeyler !

İç çekerek son kez ağladım en acıtan cinsinden . Ve bir kez daha tekrarladım yüreğimin kapadığı kulaklarına . -Bitti . Bu kez değil aslında hep bitmişti !

ŞİİR

Hoşça kal’lar farz olmuştu her bitişimizde…

Kimsenin kal’mayacağını bilsekte hep söyledik ‘Hoşça’kal diye…

Gidiyorum dedik her ikimizde belki onlarca kez…

Kendine iyi bak ’lar eklendi birde sonuna , birazda yorgunluğun gözyaşları…

Dayanamadık kimi zaman tekrar tekrar sarıldık .

...Adım atacağı beklemedik , ‘O’nun için , sevgim için dedik gururu bir kenara ittik…

Bazen de bitti. En şiddetlisini yaşadık gururun , Kırıldığımız kadar kızdık !

Ağlamadık inat diye , hiç ses çıkarmadık…

Ama yinede günlerde geçse bir türlü geçiremedik biz’den kalanları…

Tam sen , tam ben derken yine birbirimizi bulduk..

Kaldığımız yerden diyede ekleyiverdik yıpranmış ilişkimize…

Hep ayrılıklar yoktu , ama ayrılık hep vardı .

Aşkın en tutkulu anında bile bir kelimemizde kopabildi aramızdaki bağ…

Kırmakta çekinmedik yeri geldiğinde…

Sevgiyi yarışa , rekabete çevirdik..

Bir öyle bir böyle derken biz biz’i kendimiz bitirdik…

Ne üçüncü bir şahıs nede başka sebepler…

Nede sevgi olmayışı…

Bitti… Ve biz istediğimiz için bitti…

Ama yine aynısı olacak sanmıştım..

Hoşçakalla başlayan bir söz ve kendine iyi bak diyeceğini sandım…

Yanıldım en çokta bu defa sanırım…

Seni sev’dim dedin usulca , gözlerini kaçırarak , sonra ekledin Hoşça kal demiyorum bu kez hoşça’kalmanı istemem benden sonra.. Kırılırım bensiz hoş olduğunu görsem…

Biliyorum sende benden aynı sözleri bekledin ama bu defa bende yanılttım seni…

Seni sevmek istemiyorum artık , ve mutlu değilim seni sevmekten.. Yoruldum…

Hoşça’kalmanı istiyorum çünkü değersin…

Kendine değil kalanlarıma iyi bak… Deyivermiştim işte .

Onca yıl onca yaşanmışlık kaldı o sokak arasında…

Kim bilir belki bir iki camdan bakan şahit oldu bu bitişe belkide kimse…

Bir tek biz bildik.. Şahit olsada olmasada yinede bir tek biz bildik aslında…

Neler bıraktığımızı ve bu noktaya nasıl geldiğimizi..

Gerisi hikayesi işte…

Belki bir iki gün bekledim , aramanı , istemeni..

Bitmedi , bitemez demeni…

Ama sonra ümidi kestim .

Bitti ! dedim bu kez farklı cümleler vardı ayrılığın ortasında . Ve farklıydı istenilenler.. Yürümüyordu artık böyle ite kaka . Bitmişti tamamen olmasada bir şeyler !

İç çekerek son kez ağladım en acıtan cinsinden . Ve bir kez daha tekrarladım yüreğimin kapadığı kulaklarına . -Bitti . Bu kez değil aslında hep bitmişti !

17 Nisan 2011 Pazar

şiir

Sonu olmayan bir savaşın içindeyim. Sonu olmadığını bildiğim halde girdim bu savaşa, bile bile.... Şimdi dönüşü yok.kurtuluş hiç yok. Hani insan kapılırya bir dalgaya, kapıldım gidiyorum. Nereye gidiyorum onuda bilmiyorum. Böyle bilinmezlikler içinde savaşıyorum kendimle.... Oysa benim bir düşüm vardı. Gerçekleştirmek istediğim düşlerim vardı. Tutunmuştum onlara, sarıldığımda kendimi güvende hissettiğim düşlerim.

15 Nisan 2011 Cuma

FIKRA

Bir Yahudi dilencidir. Iki yahudi tefeci. Uc Yahudi uluslararasi bir banka. Bir Ingiliz turisttir. Iki Ingiliz bir ticaret sirketi. Uc Ingiliz bir somurge! Bir Alman usaktir. Iki Alman, bir cavus ve bir er. Uc Alman bir istilâ ordusu. Bir Amerikali bir tuccardir. Iki Amerikali bir anonim sirket. Uc Amerikali trost demektir. Bir Meksikali bir at hirsizidir. Iki Meksikali bir eskiya cetesi. Uc Meksikali devrim demektir. Bir Ingiliz, bir Italyan, bir Alman, bir Arap, bir Yahudi ve bir Fransiz arkadas olmuslar, birlikte eglenmek istemisler. Fransiz, herkes istedigi bir seyi alip bana gelsin, bende bulusalim, saraplar da benden, demis. Sozlestikleri gibi Fransiz’da bulusmuslar. Her biri gelirken yaninda birer cesit yiyecek getirmis: Ingiliz frenkuzumu peltesi, Italyan makarna, Alman kapuska, Arap kuskus… Yahudi’ye gelince, o a beraberinde kardesini getirmis. Cennetin kapisinda, cennetlikler bekliyor. Bekleyenlerden her biri ancak yanlarinda uc adet esya getirebilecekmis. Diger milletlerin fertleri(Amerikali, Ingiliz, Fransiz) tum konfor saglayan esyalari almislar yanlarina da, bizim Turk cebinde cuzdanindan baska bir sey getirmemis. Cennetin kapisinda, *Niye yaniniza bir sey almadiniz?* dendiginde Turk: Hic almaz olur muyum, iste nufus cuzdanim, tasdikli bir sureti ve alti adet vesikalik fotograf. Bu da iyi hal kâgidim, demis. Ingiliz bir fikraya uc kez guler, deniyor. Once nezaketten, sonra aciklaninca, sonra da nukteyi anlayinca. Alman’a anlatilinca iki kez guler. Once nezaket geregi, sonra aciklaninca. Cunku anlamaz.diye yazilmis. Amerikali ise fikrayi daha onceden duydugu icin hic gulmezmis. Bir donek korkaktir. Iki donek Amerikan usagi. Uc donek imamin ordusu. Bir bolucu zavallidir. Iki bolucu eli kanli terorist. Uc bolucu bolucu parti.

11 Nisan 2011 Pazartesi

ELMALI KURABIYE GÖKNUR'A TEŞEKKÜRLER

malzemeler. 250gr sana 3su bardağı un 2.5yemek kaşığı yoğur 1su bardağı pudra sekerı 1çay kaşığı kabartma tozu 1kahve fıncanı toz seker bırkahve fıncanı cevvız 1tatlı kaşığı tarçın ıkı adet elma yapılışı:

Elmalı Kurabiye tarifi

* Elmaların kabuğunu soyduktan sonra,çekirdek kısmını çıkartıp rendeleyin.Bir tencereye elmaları ve şekeri koyun, orta ateşte elmalar marmelat halini alana kadar yaklaşık 10-15 dakika pişirin. Piştikten sonra cevizi ve tarçını ekleyip karıştırın,soğumaya bırakın. * Fırınınızı 180 dereceye ısıtın. Fırın tepsisini yağlayın. * Kabartma tozunu ve unu tezgaha birlikte eleyin. Ortasını büyükçe bir boşluk bırakarak havuz gibi açın. * Oda sıcaklığındaki Sana yağını,yoğurdu ve pudra şekerinin yarısını unun ortasına koyarak kaşıkla iyice karıştırın. * Karışıma etrafından un katarak bir hamur yapın. Hamuru elinizi bırakana kadar yoğurun. * Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopararak elde top gibi yuvarlayın. * Yuvarlanan hamuru elinizle yassı yuvarlak hale getirin.Hamurun ortasına hazırladığınız harçtan l tatlı kaşığı kadar koyun.Hamurun iki tarafını uçları üste gelecek şekilde birleştirin. Parmağınızla hamurun birleşmiş kısmına şekil vererek yapışmasını sağlayın.Bütün hamuru bu şekilde hazırlayın. * Yağlanmış fırın tepsisine kapatılan kısımları üste gelecek şekilde 3 parmak aralıkla yerleştirin. * Önceden ısıttığınız fırında yaklaşık 20-25 dakika kurabiyeler altın sarısı renk alana kadar pişirin.Tepsiyi fırından çıkartın,soğuduktan sonra kurabiyeleri servis tabağına alın,üzerine pudra şekeri serperek veya sade olarak servis yapın.

10 Nisan 2011 Pazar

Hoşça kal’lar farz olmuştu her bitişimizde…

Kimsenin kal’mayacağını bilsekte hep söyledik ‘Hoşça’kal diye…

Gidiyorum dedik her ikimizde belki onlarca kez…

Kendine iyi bak ’lar eklendi birde sonuna , birazda yorgunluğun gözyaşları…

Dayanamadık kimi zaman tekrar tekrar sarıldık .

...Adım atacağı beklemedik , ‘O’nun için , sevgim için dedik gururu bir kenara ittik…

Bazen de bitti. En şiddetlisini yaşadık gururun , Kırıldığımız kadar kızdık !

Ağlamadık inat diye , hiç ses çıkarmadık…

Ama yinede günlerde geçse bir türlü geçiremedik biz’den kalanları…

Tam sen , tam ben derken yine birbirimizi bulduk..

Kaldığımız yerden diyede ekleyiverdik yıpranmış ilişkimize…

Hep ayrılıklar yoktu , ama ayrılık hep vardı .

Aşkın en tutkulu anında bile bir kelimemizde kopabildi aramızdaki bağ…

Kırmakta çekinmedik yeri geldiğinde…

Sevgiyi yarışa , rekabete çevirdik..

Bir öyle bir böyle derken biz biz’i kendimiz bitirdik…

Ne üçüncü bir şahıs nede başka sebepler…

Nede sevgi olmayışı…

Bitti… Ve biz istediğimiz için bitti…

Ama yine aynısı olacak sanmıştım..

Hoşçakalla başlayan bir söz ve kendine iyi bak diyeceğini sandım…

Yanıldım en çokta bu defa sanırım…

Seni sev’dim dedin usulca , gözlerini kaçırarak , sonra ekledin Hoşça kal demiyorum bu kez hoşça’kalmanı istemem benden sonra.. Kırılırım bensiz hoş olduğunu görsem…

Biliyorum sende benden aynı sözleri bekledin ama bu defa bende yanılttım seni…

Seni sevmek istemiyorum artık , ve mutlu değilim seni sevmekten.. Yoruldum…

Hoşça’kalmanı istiyorum çünkü değersin…

Kendine değil kalanlarıma iyi bak… Deyivermiştim işte .

Onca yıl onca yaşanmışlık kaldı o sokak arasında…

Kim bilir belki bir iki camdan bakan şahit oldu bu bitişe belkide kimse…

Bir tek biz bildik.. Şahit olsada olmasada yinede bir tek biz bildik aslında…

Neler bıraktığımızı ve bu noktaya nasıl geldiğimizi..

Gerisi hikayesi işte…

Belki bir iki gün bekledim , aramanı , istemeni..

Bitmedi , bitemez demeni…

Ama sonra ümidi kestim .

Bitti ! dedim bu kez farklı cümleler vardı ayrılığın ortasında . Ve farklıydı istenilenler.. Yürümüyordu artık böyle ite kaka . Bitmişti tamamen olmasada bir şeyler !

İç çekerek son kez ağladım en acıtan cinsinden . Ve bir kez daha tekrarladım yüreğimin kapadığı kulaklarına . -Bitti . Bu kez değil aslında hep bitmişti !

Hoşça kal’lar farz olmuştu her bitişimizde…

Kimsenin kal’mayacağını bilsekte hep söyledik ‘Hoşça’kal diye…

Gidiyorum dedik her ikimizde belki onlarca kez…

Kendine iyi bak ’lar eklendi birde sonuna , birazda yorgunluğun gözyaşları…

Dayanamadık kimi zaman tekrar tekrar sarıldık .

...Adım atacağı beklemedik , ‘O’nun için , sevgim için dedik gururu bir kenara ittik…

Bazen de bitti. En şiddetlisini yaşadık gururun , Kırıldığımız kadar kızdık !

Ağlamadık inat diye , hiç ses çıkarmadık…

Ama yinede günlerde geçse bir türlü geçiremedik biz’den kalanları…

Tam sen , tam ben derken yine birbirimizi bulduk..

Kaldığımız yerden diyede ekleyiverdik yıpranmış ilişkimize…

Hep ayrılıklar yoktu , ama ayrılık hep vardı .

Aşkın en tutkulu anında bile bir kelimemizde kopabildi aramızdaki bağ…

Kırmakta çekinmedik yeri geldiğinde…

Sevgiyi yarışa , rekabete çevirdik..

Bir öyle bir böyle derken biz biz’i kendimiz bitirdik…

Ne üçüncü bir şahıs nede başka sebepler…

Nede sevgi olmayışı…

Bitti… Ve biz istediğimiz için bitti…

Ama yine aynısı olacak sanmıştım..

Hoşçakalla başlayan bir söz ve kendine iyi bak diyeceğini sandım…

Yanıldım en çokta bu defa sanırım…

Seni sev’dim dedin usulca , gözlerini kaçırarak , sonra ekledin Hoşça kal demiyorum bu kez hoşça’kalmanı istemem benden sonra.. Kırılırım bensiz hoş olduğunu görsem…

Biliyorum sende benden aynı sözleri bekledin ama bu defa bende yanılttım seni…

Seni sevmek istemiyorum artık , ve mutlu değilim seni sevmekten.. Yoruldum…

Hoşça’kalmanı istiyorum çünkü değersin…

Kendine değil kalanlarıma iyi bak… Deyivermiştim işte .

Onca yıl onca yaşanmışlık kaldı o sokak arasında…

Kim bilir belki bir iki camdan bakan şahit oldu bu bitişe belkide kimse…

Bir tek biz bildik.. Şahit olsada olmasada yinede bir tek biz bildik aslında…

Neler bıraktığımızı ve bu noktaya nasıl geldiğimizi..

Gerisi hikayesi işte…

Belki bir iki gün bekledim , aramanı , istemeni..

Bitmedi , bitemez demeni…

Ama sonra ümidi kestim .

Bitti ! dedim bu kez farklı cümleler vardı ayrılığın ortasında . Ve farklıydı istenilenler.. Yürümüyordu artık böyle ite kaka . Bitmişti tamamen olmasada bir şeyler !

İç çekerek son kez ağladım en acıtan cinsinden . Ve bir kez daha tekrarladım yüreğimin kapadığı kulaklarına . -Bitti . Bu kez değil aslında hep bitmişti !

gönlümden geçenlere bakın

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

bannerımı alırmısınız?


p>”"

gönlümden geçenler

gönlümden geçenler